Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Serap Şule KALIN;
8 Mart tüm dünyada evrensel olarak kutlanan ve kadına atfedilmiş özel bir gündür. Amacı elbette kadınlar konusunda farkındalıklar oluşturup, 8 Marttan sonraki diğer günlerde de kadını yükseltmek, kalkındırmak ve dünyanın dört bir yanında çeşitli vesilelerle sahip oldukları tüm sıfatlar ile sınanan kadınlara müreffeh yaşam olanakları sunmaktır.
Kadın anne olarak, eş olarak, çalışan olarak, amir olarak, memur olarak, yönetici ya da yönetilen olarak varlık gösterse de kadınlarla ilgili genel sıkıntılarda “Kadın” vasfının maalesef sıkıntılarda yeterli sebep olduğu görülmektedir.
Halen dünyada ve ülkemizde Kadın olmak bazı çevrelerce 2. Sınıf olarak görülmekte ve aynı görevi yapan bir erkeğe kıyasla daha “değersiz, itibarsız ya da kıymetsiz ” olarak algılanmaktadır.
Fakat herkesin görmesi, bilmesi ve algılaması gereken şey ise artık kadının toplumun her kademesinde söz sahibi, tavır sahibi, duruş sahibi olup, başarılarıyla, çalışmalarıyla ve gayreti ile kendi yerini oluşturmuş olmasıdır.
Bu tavır, duruş ve toplumun her kademesinde oluşan “güçlü kadın” varlığı bir yana , diğer bir taraftan da kadınlarımız şiddet, taciz, tecavüz gibi olaylara maruz kalmakta ve maalesef kadim kültürümüzle tezatlık yaşamaktadırlar. Toplum olarak kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet konusunda vicdani ve ahlaki olarak adalet anlayışının tesisine ihtiyacımız bulunmaktadır. Eğitimden istihdama, siyasetten ticarete, hak, hukuk, adalet, sağlık , sosyal güvence ve insana dair bir çok alanda kadınların etkinlik ve varlık alanlarının iyileştirilmesine , eşit ve dengeli yararlanma imkanlarının sunulmasına olanak sağlamalıyız.
Gerekli hukuksal ve kavramsal dengenin sağlanması ve ortaya çıkarılması toplum olarak hepimizin görevi olmasının yanı sıra özellikle siyaset kurumunun içerisinde gerçekleştirilecek köklü ve altı doldurulacak düzenlemeler daha kalıcı ve ileriye yönelik olacaktır.
Unutmamak gerekir ki demokrasinin uygulanmasını ve gelişmesini engelleyen etkenler ile kadın haklarının ihlal edilmesine yol açan hususlar birdir ve aynıdır. Şüphesiz gelişmiş ve medeni bir toplumun en başta gelen özellikleri arasında kadınlara yönelik baskının, şiddetin, hakaretin, dışlanmışlığın, eşitsizliğin, bağımlılığın ortadan kalkması yer almaktadır. Son yıllarda kadınlarımızın muhatap olduğu ve bizleri son derece kaygılandıran insanlık dışı muamelelerin tamamen yok edilmesi için başta siyasi sorumluluk sahipleri olmak üzere herkes üzerine düşeni eksiksiz yerine getirmelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak da bu konudaki tavır ve duruşumuz aynen kadının kıymeti ölçüsünde şekillenmektedir. Kıymetli Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi ‘nin “Kahraman ve fedakar Türk kadının hak ettiği yerlerde olması, layık olduğu sosyal, siyasal ve ekonomik sıçramalar yaşaması bizim tehir edemeyeceğimiz bir gayedir.Bilinmelidir ki, Türk kadını milli şerefimizin abidesidir.” sözleri bahsettiğimiz bu gerçekliği net ve kesin bir şekilde tanımlamaktadır.
Vatanımızın dört bir yanında azimle, gayretle, şeref, iffet, inanmışlık, adanmışlık timsali olan, bulundukları yerin en iyisi olmak için gayret gösteren Türk Kadını ; tüm Türk destanlarını da şeref nişanesi gibi ömrüne katarak, sancak olup dalgalanmaya, destan olup anlatılmaya, vatan olup vatan yürekli evlatlar yetiştirmeye devam edecektir.
Başta elleri öpülesi şehit annelerimiz, şehit eşlerimiz olmak üzere, Türkiye’nin yarınlarını inşa edecek Türkiye’nin kadınlarının vatan yüreklerini saygı ve sevgiyle selamlıyor, her birinin ayrı ayrı 8 Mart Dünya Kadınlar Günlerini kutluyorum.
(kurum haberi)