RİFAT KURAL


ELEKTRİK PARASI KAVGASI DEĞİL, KAYSERİ KAVGASI VERİLMELİ


Önceki dönem Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş´ın açıklamaları ile gündeme gelen Kayseri OSB´deki sanayici elektriği pahalı kullanıyor iddiası, Kayseri OSB´nin öncülüğünde Mimarsinan ve İncesu OSB´lerin başkanlarının da katılımı ile yapılan basın toplantısında cevap buldu.

Aslında tam cevap buldu da denemez çünkü o masada bulunan başkanlar önemli bir siyasi kimliği taşıyan Sayın Mustafa Elitaş´ın iddialarına yanıt vermek için çaba sarf etmediklerini açıklama gereği duydu. Belki nezaketten belki konuyu daha fazla uzamasına getirmek için böyle bir çekincede bulunmuş olabilirler. Bu kendi bilecekleri bir tutumdur.

Asıl konu, Kayseri´de daha fazla üretim ve daha fazla ihracat yapmak için uğraş veren yüzlerce sanayicinin girdi maliyetlerinin düşürülmesi olmalı. Kayserili sanayiciye ne kadar çok katkı sunarsak şehrimiz o kadar çok ileriye taşınır bu mantalite ile çalışmak olmalıdır.

Siyasiler, meslek örgütleri, odalar, OSB´ler, STK´lar el ele vermeli, Kayseri´nin geleceği için çalışmalı, kısır çekişmeler içine girmeden, Tam da bize göreymiş deyip siyasi rant devşirme yolunu seçmeden, Aman ortalık toz duman, biz de nemalanalım şeklinde olaylara yaklaşmadan adımlar atılmalıdır.

Kayseri OSB´deki toplantı da Başkan Tahir Nursaçan´ın özellikle vurguladığı, savunma sanayi projesinin kabul görmüş olması ve bir yeni proje için de adımlar atıldığının altını çizmesi işte bu bahsettiğimiz anlayışın bir tezahürü oldu aslında.

Sayın Nursaçan, önceki dönem Ekonomi Bakanı Elitaş´a cevap vermek gibi bir gayreti gütmediklerini açıkça söyledi ve yanlış anlaşılmaların düzeltilmesi için çabaladıklarını kamuoyu ile paylaştı. Bu düşünce tarzı ile hareket, Bağcıyı dövmek yerine üzümü yemek niyeti ile hareket eden insanlarımızın Kayseri´ye çok önemli kazanımlar sağlayacağını da düşünüyorum.

Belediyelerin borç yükü altında bulunduğu, ekonomik durgunluk nedeniyle önemli yatırımların beklemeye alındığı, Hızlı trenin 2025´lere, lojistik köyün bir o kadar uzak yıllara kaldığını hesaba katınca, kolu kırıp yen içinde bırakmanın daha faydalı olacağını vurgulamak isterim.

Gün; sen yapmadın, ben yaptım, ben doğruyum sen eğrisin deme günü değildir. Gün, Kayseri´nin dünya ile yarışan bir şehir olabilmesi için çalışmanın günüdür. Gün elimizi taşın altına koyma günüdür. Yoksa ihracatta, üretimde Türkiye sıralamasında ilk 10´a giremeyen bir Kayseri ile yola devam etmek, çocuklarımıza yaşanabilir ve refah seviyesi yüksek bir Kayseri bırakmak mümkün değildir.